Hikayemiz

Köşe Kahve Alaçatı

İşletme sahibi Tomris Maravent ile bir söyleşi


Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Aslında Alaçatı ve İzmir'le tanışmıyordum. Okulum biter bitmez bir denizcilik şirketinde çalışmaya başlamıştım. Daha sonrasında küçük bir işletmeye ortak oldum ve tasarım dünyasına geçiş yaptım. 1994'te yerli imalatla tasarımlarımızın ev aksesuar mağazası açıldı. 2004'te güzel bir hikayeyle ''Köşekahve''yi aldık.


Alaçatı'ya yerleşme süreciniz nasıl oldu?
Alaçatı'da yaşamak ve çalışmak nasıl bir duygu?

2004'te beni Köşekahve'nin o zamanlarki sahibi Metin Akalın aradı "Al burayı." dedi. "Olur mu, olmaz mı?" derken 15 dakika sonra burayı aldık. Burası bana hayatın bir şansı oldu. Alaçatı'da çalışmak çok keyifli. Tabii 2004'te biz buraya geldiğimizde Alaçatı'da bu konseptte bir kafe yoktu.

''Köşekahve''nin konseptini anlatır mısınız? Sizi diğer mekanlardan farklı kılan şeyler nelerdir?

Dediğim gibi burada yaz-kış açık bir kafe yoktu. Hafta sonları bir, iki işletme açıyordu ancak. Biz burada yaz-kış ışığı yanan bir yer yapmak istedik. "Kafe yapalım." dedik. İlk başlarda sadece dokuz masam vardı. Hafta içi iki masa müşterim olsa seviniyordum! (Gülüyor) Burada çalışıp yaşamaya başlayan herkes aslında kendi ruhuna göre özgün yerler açtılar. Bizim de esas ele aldığımız konu buydu; sıcak, özgün ve beni yansıtan bir yer olmasını istedim. Güzel oldu, içimize sinen bir konsept oldu. 


''Köşekahve''nin menüsünden bahseder misiniz? 

Çay ve kahveyle başladık ilk önce. Ama kahvem çekirdekten öğütülüp servis edilen gerçek 'espresso' kahvesiydi. Sonraları hiç mutfağa giren biri olmadığım halde arkadaşlarım ve şeflerden aldığım tariflerle birkaç tart yapıp sunmaya başladık. İlmek ilmek işlendi yani menü. Yine ilk zamanlar pazar kahvaltısı veriyorduk. O zaman İzmirli ve sakinlik arayan İstanbulluların çok hoşuna gitti bu konsept. Hafta içi çok müşterimiz olmasa da pazar günleri burada kuyruk olurdu.


''Köşekahve''nin içinde satışa sunulan markalardan biraz bahseder misiniz?

2012'de yan dükkanı kiralayıp ''Köşe Dükkan'' yaptık. Zaten tasarımcı olduğumdan burası da yine bizi anlatan bir yer oldu. 'O Bag' çantalar var. De-monte ve monte edilebilen çantalar. Hanımlar çok seviyorlar bu çantaları... Siyah saptan mı sıkıldın hemen değiştir, kışın kürk aparatıyla kışlık çantaya çevir! Aynı şekilde gözlüklerin camı ayrı, sapı ayrı, çerçevesi ayrı olduğundan kendi modelinizi kendiniz yaratıyorsunuz. Tasarım içinde tasarım yapıyorsunuz yani. Yine geçen sene ev+ ürünlerini dükkanımıza getirdik, 'Manner', 'Bee Goddess', 'Nihi' gibi tanınır, marka aksesuarlarımız var.


''Köşekahve'' ile ilgili yeni projeleriniz var mı?

60 yaşımdayım artık! (Gülüyor) Artık enerjimi Alaçatı'nın korunması ve hayvan haklarının korunmasına harcamak istiyorum ama tabi Allah sağlık verdiği sürece de ''Köşe Kahve''de olmaya devam edeceğiz.


Nasıl bir Alaçatı hayal ediyorsunuz?

Alaçatı'da Kemalpaşa Caddesi; maalesef başlangıcındaki gurme tatlar, mekan ve işletmelerden, bar ve meyhaneler sokağına geçiş yaptı. Bundan sonra diğer arkadaşlarımızla uğraşımız orayı gene eski tarzına kavuşturmak... Hacımemiş'teki mevcut mekanları, antikacılar, resim galerileri, kafe ve restoranlarını korumamız gerekiyor. Mevcut sanatsal faaliyetlere ek yeni festivaller, kaliteli konserlerle Alaçatı farklılığını daha da vurgulamalı, çocuklara yönelik organizasyonlar artmalı.


Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben Alaçatı'nın değişimini yaşayanlardan biri olarak gözlemim; asıl Alaçatı'yı Alaçatı yapan kendi yerli halkıdır. Medeni ve çok açık insanlar yabancı demeden ellerinden ne gelirse yardımcı oluyorlar, ister istemez kendini sahiplenilmiş ve evinde gibi hissediyorsun. Çok yardımseverler umarız da böyle mutlulukla yaşamımızı sürdürüp müşterilerimize hizmet vermeye devam ederiz...

Share by: